Tutmadı yine uyku. Bu sefer sorun etmedim bu durumu kendime. Fırsata dönüştürmeyi bildim ve aldım elime klavyemi başladım içimden geçenleri dökmeye sayfalara.
Bu günlerde tarif edilemez bir duygu kaplamış bulunuyor beni. Nedensiz, sebepsiz ve tarifsiz... Moralsizim son günlerde. Nedendir bilmiyorum. Bu durumum istemeden sana da yansıyor. Seziyorsun bendeki olumsuzluğu. Nedenini araştırmaya çalışıyorsun, öğrenmek istiyorsun. Ahhh bir de ben bilsem de sana söylesem. Yazdıkça yazasım geliyor ve rahatlıyorum böylece. Atmaya çalışıyorum tüm olumsuzlukları beynimden.
Eski heyecanının kalmadığından korkuyorum. Beni gördüğünde kalbinin hala o günkü gibi çarpmasını istiyorum. Sen hangi gün olduğunu çok ama çok iyi biliyorsun sevgili. 15 Haziran günü, sana uzatmış olduğum su bardağını alırken, sebepsiz yere yanına gelip istemediğin halde 2.peçeteyi getirirken, konuşmak için saçma bahaneler üretirken, tabakları taşımana yardımcı olurken sahip olduğum kalp ritmi olağanın oldukça üzerindeydi. Ne zaman seni görsem başarabiliyorsun o ritmi yakalamamı,ne zaman düşünsem seni gülümsetiyorsun o günkü gibi suratımı, ne zaman özlesem seni hüzünleniyorum Almanya'daki gibi,ne zaman kendimi yalnız hissetsem bir ses bana diyor ki "Sen hiçbir zaman yalnız değilsin,düşünme böyle..."
Benden sıkılmandan korkuyorum. Bir gün gelir de "Eeehhh yeter artık" demenden, sonsuz sevgimde boğulmandan korkuyorum.
Sanırım mühendis olmasaymışım iyi bir senarist olabilirmişim. Klasik kadın beyni işte. Oluşturuyor birçok senaryo zihinde. Yeni yeni oyuncular farklı rollere bürünüp oynuyorlar beynimin sahnesinde.
Sonra diyorum kendi kendime:"Oyundu ve geçti gitti Merve. Gerçek olmayacak kadar oyundu. " Unutmaya çalışıp yüzleşiyorum gerçeklikle. Birçok insanın hayalini bile kuramadığı muhteşem hayatıma geri dönüyorum bir süreliğine ayrılmış olduğum yerden.
Bilemiyorsun şu an. Yanıbaşımdasın ki oysa. Yan binamda atmış olduğun kahkahalar yankılanırken duvarlarda senin için yazılıyor bu satırlar. Kafamı dinlemek istiyorum bir süreliğine. Herşeyden ve herkesten uzaklaşmak, hiçbir şey düşünmemek, beynimi boşaltmak. Keşke reset tuşu olsaydı insanlarda. Şu an o reset tuşuna ihtiyacım var sanırım.
Neyse biraz daha saçmalamaya devam edersem konu amacından sapacak ve benim dertlerimi döktüğüm bir blog olacak. Hayat acısıyla tatlısıyla birlikte yaşanınca değerli elbet ama sen bu blogu güzel bir günde okuyacağın için şu anki ruh halimi düzeltmekten başka güzel bir durum olamaz sanırım. En iyisi hemen derin bir nefes alıp kendime gelmek, hiçbir şey yokken ortada neden enerjimin düştüğünü düşüneceğime, nasıl eski haline getirebilirim diye düşünmek...
İşin özü, belki de birbirimizin her halini görebilmiş değiliz şu zamana kadar. Bak bende ara sıra olan moral bozulamalarımın bir sebebi yok işte. Siz erkeklerin de işi oldukça zor sanırım. Aaahhhh bizz kadınlaaaarrr :) :) :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder